21 Temmuz 2015 Salı

mesele nedir?

anlattığını ne kadar anlıyor karşındaki.
istediği kadar mı?
istemediği kadar mı?
yoksa hakikaten harfleri aynı algılasa da, beynindeki kurguyla, cümleleri başka türlü mü duyuyor?
duyduklarını aktardığı kelimeler tekrar tekrar erezyona uğrayıp mı cümle oluyor?

ne oluyor da, iki kişi aynı konuyu, aynı cümleleri başka türlü sonuçlandırıyor?

8 Temmuz 2015 Çarşamba

KEŞKE'lerimden doğan İYİ Kİ'lerim....

KEŞKE bir de bu kadını yaşayabilseydin dedim ya sana bir zamanlar  kalbimin en derininden...
KEŞKE bir fırsatım daha olsaydı diye düşündüm ya günlerce...
Bazen de vardır herşeyde bir hayır, düşünme, varsın gitsin yoluna dedim ya kendi kendime...
Bir tarafım KEŞKE'lerle özlerken, bir tarafım İYİ Kİ'lerle sakinledi ya...

Bunca karmaşada içimdeki sesi dinlemeyi seçtim.Bekledim, sakinledim, yok saydım, hayırlısı dedim, isterse bulur beni dedim, istemezse yapacak birşey yok diye kabullendim.
Ama içerdeki o sevdalanmış taraf gizlice, sessizce bekledi.

Neyi beklediğini bilmeden, filizlenen küçücük bir umudun bile başını kopararak, heyecana kapılacağını anladığında hemen geri vitese takarak bekledi....
Neyi isteyip neyi istemediğini seçmeye bile çalışmadan bekledi...

İYİ Kİ bir de bu kadını yaşamayı değer buldun.
İYİ Kİ gözümün bebeğine değdi gözün.
İYİ Kİ yüreğimdeki seni sana anlatmama, senin göremediğin seni sana tanıştırmama,
yok saydığın kıymetini farkederken, benim de o sürece seyirci olmama izin verdin.

Eğer birgün yine KEŞKE'lerimle boğuşmak zorunda kalırsam,
bil ki İYİ Kİ'lerim o kadar kıymetli ki, ruhumu da yüreğimi de düze çıkaracaktır.

Hani demiştim ya, her insan bir diğerinin hayatına niye girdiğini bilmez ama aslında o kadar değerlidir ki o zamanlar diye...

Ben biliyorum hayatıma niye girdiğini.

İşte  o yüzden İYİ Kİ'msin.....









24 Haziran 2015 Çarşamba

Gerçek mi, Zırva mı??????

İyi hisset, kendine inan, mutluluğu kendi içinde ara, sorunlu insanları hayatından uzaklaştır,
sevgi herşeyin ilacıdır vs vs vs....

Sürekli bunları okumaktan, duymaktan da yoruluyor insan sanırım.

Bu da başka tür bir baskı gibi.

Kendin olmaktan uzaklaşmak gibi..
Hep bir fren, hep bir sorgulama....
"Güzel insan" olmak için çabalama...

Tasvir edilen her kelime çok güzel, yaratılmak istenen insan türü çok cazip...
ama....
ama...
Gerçekler, acıtanlar, kazıklayanlar, yok sayanlar, unutanlar varken bu kadar çok etrafında..

Nereye kadar... Kimin için... Ne için...

İşte bu noktaya geldiğinde de "depresif" oldun derler adama..
Veeee... hop yine başlar, yeniden başlar sana söylenenler :
"iyi hisset, kendine inan, mutluluğu içinde ara, sorunlu insanları hayatından uzaklaştır,
sevgi herşeyin ilacıdır!!!"

Dön dur bakalım... Yaşam geçiyor...

19 Haziran 2015 Cuma

İki ucu........................................


herşeyi yönetmeyi seviyoruz.
Sevgilimizi,
Çocuğumuzu.
Arkadaşımızı....

Yönetilemeyen anlar geldiğinde ise çaresizlik diz boyu.
Tüm bu yönetebilme dürtüsünün zemininde "emin olma" duygusu var sanırım.
Çocuğumun iyiliği için, sevgilimi sevdiğim için, arkadaşım önemli olduğu için...
Hep eminiz.
Hep en iyisini düşünüyoruz diye kendimizi kandırıyoruz.

Oysa ki herkes bir birey olmalı, kendi ayaklarının üstünde durmalı, kararlarının arkasında durabilmeli, kimse kimseye bağımlı olmamalı diye ahkam kesmeyi de biliyoruz.

Ondan sonra çocuğun bir konuda direttiğinde "sen ne bilirsin ki" diye dikleniyoruz.

İki ucu boklu değnek dedikleri şey bu galiba.
En azından şu anda benim elimde tuttuğum değneğin tamamı öyle.

bende bıraktığı mı????
Derin bir mutsuzluk.
Çaresizlik...


15 Haziran 2015 Pazartesi

Yalnızlık... senin yokluğundur...

-- Soğuk nedir?
-- Hiiiç soğuk diye bir şey yoktur...Soğuk sadece sıcağın yokluğudur, bu yüzden uzun kış gecelerinde eksi derecelerle ölçülür. Soğuk yalnızca sıcağın eksikliğidir.
-- Karanlık var mıdır?
-- Hayır, karanlık diye bir şey yoktur, karanlıkta aslında ışığın yokluğudur. Sadece aydınlık tükendiğinde karanlık çöker. Her şey kendi kaynağının iki ayrı yüzüdür; var olan ve olmayan ...
-- Yalnızlık nedir?
-- Yalnızlık diye bir şey yoktur. Yalnızlık senin yokluğundur !...
Nikolay Vasilyeviç Gogol

5 Haziran 2015 Cuma

AZ KALDI...

Az kaldı..
Pazar günü belli olacak onca tantananın sonucu.
Ümidim var mı?
Hayır yok.

Mensubu bulunduğum millete güvenmiyorum.
Balık hafızalı insanlarla yaşıyor olmayı çoktan kabul ettim.

Hani diyor ya herkes,
kendimden vazgeçtim de çocuklarımız için korkuyorum diye..
Aslında çok korkmuyorum sanırım bundan.
Çünkü her zalimin, her psikopatın mutlaka bir son noktası var.
İlla ki tarih  o son noktaya götürecek zalimi de.

Görür müyüm bilmem..
Gelin ata binmiş de ya nasip demiş.
Hoş at bile anladı ne yapması gerektiğini de, bizde tık yok.



4 Haziran 2015 Perşembe

tebrik etmiyorum... kime ne..

İçimden gelmiyor kardeşim...
Şampiyon oldunuz diye sizi kutlamak, aferin demek...
sevmiyorum o iki rengi de, o renklerin takımını da.
Ha diyeceksin ki çok mu seviyorsun kendi tuttuğun takımı...Hayır!
Çok da kızıyorum.

Ama ha sevmediğim insanı yok saymışım, ha takımı yok saymışım. benim için aynı.

O yüzden....
Haketmediğiniz sonucu alkışlamıyorummmm.
nokta!