30 Nisan 2015 Perşembe

Ya kudurmalı deniz ya da durmalı tamamen...

Ya tam durmalı deniz ya da tam kudurmalı...

İkisinin arası hiçbir duygu vermez ki  o karmaşayı, adrenalini, belirsizliği, beklentileri..

Tut ki gerçekten bir deniz kenarında denize bakıyorum.
Hafif hafif çalkalanıyor, sinameke bir şekilde kumsalın kıyısına dalga vuruyor.
Ama ne vurmak.
Dokunsam mı dokunmasam mı tadında.
Kendimi belli etsem mi etmesem mi, çaktırmadan şöyle parmak ucumla dokunup kaçsam mı modunda.

Sevmedim bu dalganın boyutunu ben.

Ya hiç kıpırtısız olmalı, uyuyor gibi.Güvenle kollarını açıp beni bekler gibi durmalı.
Şöyle yatınca suyun üstünde öyle bir tutmalı ki beni deniz, yatağımdaki kadar kıpırtısız olmalı hayat.
Gökyüzüne bakabilmeliyim öylece yatarken denizin üstünde.

Bir süre için belki de öyle bir dinginlik iyi gelebilir yorgun gönüllere.

Bir de kıyıda durduğumu düşündüm öylece, saçlarım uçarken. öylece baktığımı ...
Deniz kudurmuş tam anlamıyla.Deliler gibi kumsala vuruyor, karman çorman dalgalar.
Geri giderken de alabildiği kadar kumu alıp gidiyor.

İster miyim bu karmaşaya atlamayı??

Hemen "hayır" diyemediğime göre, bir tarafım seviyor bu zorları, iniş-çıkışları.

Demeyin deli misin kadın diye... Biliyorum ki bir sonraki koydaki sakin deniz beni hep bekliyor.
İStediğimde gider dinlendiririm ruhumu da bedenimi de.
Bu ikili delilikleri seviyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder