26 Mayıs 2015 Salı

ALIŞTIK....

Hani derler ya "tabağın kırılsa elin arar" diye..
Ne kadar doğrudur.
Onun fonksiyonu, gerekliliği, olmazsa olmazlığı yoktur aslında aklımızda.
Elimiz arar işte  o kadar.
Alışmışlıktır.

O kadar çok ilişki gördüm ki, bitmesi gereken.Sürmesi sadece acı getiren, sonrasında "keşke"leri içinde barındıran.Ama bittiğinde, illa ki anılan, özlenen, yine de keşke sürseydi denilen...
O'ndan kalan bir tişörtün bile özenle saklandığı, iki dakikalık bir konuşmaya tanıklık eden küçücük bir not kağıdının bile mücevher gibi korunduğu...

Kim ne söylese küfür gibi gelir insana.Hele hele ki, yolunda gitmeyen detayları görenler,
bunları gözüne soka soka anlatanlar daha bir düşman bellenir.
Onlar anlamıyordur ki senin acını.
Onlar bu kadar büyük bir aşk yaşamamıştır ki.
Mümkün değil, böylesine derin bir paylaşım olmamıştır ki hayatlarında.
Onlar bilmiyordur sizin aranızdaki o kimsenin farketmediği iletişimi.

Hepimize öyle gelmedi mi?
Hepimiz bu yoldan bir kere de olsa geçmedik mi?

Hangimiz "değiştiririm"-"düzeltirim" dediği şeyi yapabildi hayatındaki adam için?

HİÇBİRİMİZ!

Sadece alıştık.O adama, O'ndan gelen iyi-kötü tavırlara.
O alışkanlık denen illetle devam ettik zaten.
Sırf o yüzden, gördüğümüz bütün arızalara "boşver" deyip geçtik.

En acısı da ne biliyor musunuz?
Hani dedim ya en başında kırılan tabağı bile arar elimiz diye.
Ya kalpteki kırıklar?
O tabağın en alasını koyarsın yerine de...
İçerdekini ne yapacaksın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder