30 Nisan 2015 Perşembe

Kimbilir... belki de...

İçinde bir yere dokunanı sar, sarmala. 

Yanında olmasa da O,sana verdiği duyguyu bırakma. En azından onu yaşamaya devam et.
Onsuz olmaktan korkma, O'nun sana bırakamadıklarından kork.
Sana gerçekten dokunandan vazgeçme, 
gözlerinde kendini gördüğün anda ona sahip çık, 
şükranla bak gözlerine.

İçini tutkuyla doldurana en pembe gözlüklerini tak ve öyle bak. 
O pembeden hiç vazgeçme..
Bugüne kadar öğrendiklerinin içinden çık korkusuzca, 
seni korkutmasına, yaşamanı engellemesine izin verme sana öğretilenlerin.

Yanında nefes alıp vermelerinin sıklaştığı, kalbinin daha hızlı çarpmasına vesile olana daha yakın dur, sarıl hatta.
Kokusunu al en derinine. Onsuzken çıkar O'nu sakladığın koyundan.
Seni, yanında değilken bile  hissedebileni, görebileni, duyabileni bütün varlığınla daha da çok sev.
Sırf seni gülümsetmek için maymunluk yapacak hale gelen birisinden o küçücük gülümsemeyi esirgeme.
Yaşa... Bırak...bazen  sadece yaşa! 

Düşünceler ordu gibi üzerine üzerine geldiklerinde; komutan ol: Kıta dur! de.
Sevgini, özlemini dile getirmekten ürkme. Korkma, utanma..Engel olma kendine!
Dağıt  o koca orduyu tek bir kelimenle... "sevdim" de...

Denize atlamak için yüksek bir yer bul kendine. Düşünme atladığında olabilecek kötü şeyleri. 
Bırak kendini o havada olma hissine, bir süre havada asılı kalmanın, boşlukta olmanın verdiği hafifliğe.
Kimbilir.. belki de düşeceğin yer en sevdiğinin kucağıdır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder